David Rosenhan, Stanford Üniversitesin'de Öğretim Üyesi olarak çalışan bir psikologdu.Belkide, o zamana kadar kimsenin sormayı akıl edemediği bir soruyu kendince sordu ve araştırmaya başladı.Akıl sağlığının derecesi kesin olarak anlaşılabilir mi? Deneyin amacı şuydu;Psikologlar, hastalarının akıl sağlığı derecesini neye göre belirliyorlardı?
Deneye, Rosenhan dahil, 3 kadın ve 5 erkek olmak üzere,toplam 8 insan katıldı.Kendilerini, 5 farklı eyalete bağlı, çeşitli hastanelerin kliniklerinde, yalandan hasta rolü yaparak kabul ettirdiler. Hastalık, tanısı konulan bu insanlar kliniklerde bir süre kalmaya başladılar. Zamanla normal hareketler yapıp, iyileştiklerini söyleseler de,klinik görevlileri hasta olduklarını düşünerek ortalama, 1 ile 2.5 hafta süresince hastanede tuttular. Genel olarak hastaneden,hafif şizofreni tanısı konularak çıkabildiler. Bu deneyi, farklı kimliklerle,farklı hastanelerde deneyen Rosenhan ve gurubu, en sonunda çıkardıkları raporu açık bir şekilde sundular. Çıkan raporu çoğu hastane kabul etmiyordu ve bu olay, o dönemin manşeti haline gelmişti.
Bir hastane yönetimi;
Sahte hastalardan gönderilmesini ve aynı deneyin o hastanede de yapılmasını teklif ederek haber yollamıştır. Rosenhan bu teklifi kabul ederek, bekler. O hafta içinde kliniğe gelen, 193 hastadan, 141 tanesinin sahte hasta olabileceği teşhisinde bulundular. Ayrıca 41 tane hastadan,19 tanesinin titizlikle, bir psikiyatr ve klinik çalışanı tarafından kontrol ederek kliniğe kabul ettiler.
Ama tek sorun o süreç boyunca Rosenhan'ın, kliniğe herhangi bir hasta göndermemesiydi. Rosenhan'ın,yaptığı bu deneyler sonucunda, akıl hastalığı için kurulan kliniklerinin, normal bir insan ile akıl hastası olan bir insanı birbirinden ayıramadıklarını bariz bir şekilde herkese göstermiştir.
Yorum Gönder