Aşık kemiği, ayak bileğinin hemen alt tarafında, vücudun bütün ağırlığını taşıma görevini üstlenir. Bu hikayede ki insanın, aşık kısmı etiyle beraber çürümeden tam 8 yüzyıldır durduğu için Aşıklı Sultan denir. Aşıklı Sultan,Kastamonu'nun fetih edilmesi için, Selçuklu silahlı gücündeki komutanlardandır.1185-1200 yılları içinde, akım eden fetih mücadelesi sırasında şehit düşmüştür ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Aşıklı Sultana aynı zaman da "Ayağı Yanık Sultan'da" denir. Bu isimle tanınmasının da çok değişik bir hikayesi vardır. Cumhuriyetin ilk senelerinde, türbe çok büyük bir yangın geçirir. Yangın başladığı vakitlerde türbede yatan kişi, o zamanın valisinin uykusunda, düşüne girer ve "beni kurtar" diyerek seslenir. Vali, korkarak uyanır ama kötü bir kabus olduğunu düşünerek geri uyur.Aynı kişi,Vali'nin yine rüyasına girer. Vali, ne olduğunu anlayamadan tekrar uyur.Üçüncü defa Vali'nin rüyasına giren kişi, bu defa ona kızarak,"yanıyorum,kurtar beni!" der.
Bu durumdan etkilenen Vali, yardımcısından Kastamonu'da, herhangi bir yerde yangın çıkıp, çıkmadığını kontrol etmesini ister.Yardımcısı bir türbenin yanmakta olduğunun haberini verir ve türbeye doğru hızlıca giderler. Yangın kontrol altına alınır ama Aşıklı Sultanın tabutunun yanan kısımından içerisi görünür. Tabutun ayak tarafında olan kısmı yanmıştır ,cesedin çürümediği de bu olaydan sonra anlaşılır. Bu olay çok ilgi çeker ve Aşıklı Sultan'ın, kendi adı verilen Türbesinde, ayakları gözükecek şekilde, özel cam çerçeveli yapının içinde, ziyaretçilere sunuldu.
Pir Şeyh Şabanı Veli Türbesiyle beraber,Kastamonu'nun en çok ziyaret edilen yerlerden biriside Aşıklı Sultan Türbesiydi fakat,2014 yılında,dinen uygun olmadığı düşüncesiyle Aşıklı Sultanın bedeni ziyaretçilere tamamen kapandı.
Yorum Gönder