Şizofreni Nedir ?
Şizofreni, geçen yüzyıldan beri ruh hekimliğiniğ en çok uğraştıran, fakat bugün bile çeşitli yönleri tam açıklanmamış bir ruhsal bozukluktur.19. yüzyıldan kalma bir etki ile halk arasında korku uyandıran ve “erken bunama” diye bilinen bu hastalık; genç yaşta başlayan, insan arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak, kendine özgü bir içe kapanım dünyasında yaşadığı;duyuş,düşünüş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü bir psikozdur.
Başlangıç Yaşı
Hastalığın genellikle geçlik çağında başladığı bir gerçektir.Erkek hastaların %16.6’sında, kadın hastaların %47’sinde hastalık belirtileri 25 yaşına dek ortaya çıkmış olmaktadır.Erkeklerde hastalık kadınlara göre daha erken yaşlarda başladığı gibi,hastalığın kötü gidişi ve beyin anormalliklerinin bulunuşu erkekler de daha fazla görülmektedir.
Başlangıç
Şizofreni genellikle 15-40 yaş sınırları arasında, çoğunlukla 18-25 yaşlarında her çeşit psikolojik stresle başlayabilir.Kişinin benliğinde darbeler, delikanlılık çağında dürtülerin aşırı şiddet kazanması, cinsel ya da saldırgan dürtülere karşı denetim zayıflığı gibi durumlara psikozun başlamasında önce sık rastlanır.
Enfeksiyonların ve lohusalığın şizofrenide kamçılayıcı etken olup olmadığı kesinlikle belirlenmemiştir.Lohusalık psikozlarının %37’si şizofreni kabul edilirse de doğrudan lohusalığın etkisi henüz aydınlatılmamıştır. İlk nöbetlerin %50’sinde hiç bir kamçılayıcı etken bulunmayabilir, yani psikoza geçiş yavaş yavaş olabilir.
Tipik bir başlangıç biçimi yoktur.Belirtiler kısa bir zaman içinde gelişebileceği gibi çok sinsi ve yavaş olarak da gelişebilir.Bu yüzden belirtileri farkedilmeyen hasta uzun süre hekime getirilmez. Ruhsal bozukluk çeşitli obsesyonlar,metafizik, dinsel uğraşlar, korkular veya genel yorgunluk, halsizlik gibi şikayetlerle başlayabilir.Bazen de bir depresyon ya da ileri derecede taşkınlık(mani) gibi ortaya çıkabilir.Sık görülen başlama biçimi ilgi azalması, kendi bedeni, kendi düşünceleri ile aşırı uğraşma, zamanın akışına aldırmazlık gibi belirtilerle olur. Bazı akut tiplerde algı bozuklukları, düşüncede dağınıklık ve bulanıklıkla başlama olabilir.
Şizofrenide Sık Görülen 15 Belirti
1. Konuşmada düzensizlik, aşırı konuşmadan hiç konuşmamaya varan değişiklikler
2. Duygulanımda uygunsuzluk, taşkınlıklar, çocuksuluk
3. Bilinç açık iken hallüsinasyon ve illüzyonlar
4. Düşüncede kopukluklar, kaymalar, mantıksal zincirin bozulması, düşünce dağılması, anlaşılması güç bağlantılar, çağrışımlar
5. Düşünce içeriğinde acayip, gerçeklikten çok uzak, tutarsız sanrılar
6. Düşünce okunması, sokulması, yankılanması, yayınlanması
7. Düşüncelerin ve davranışların dışardan gizli bir yolla etlikenmesi
8. Hareketlerde acayip yinelemeler, donakalım durgunluğu ya da taşkınlığı
9. Aşırı içe kapanma, toplumdan çekilme
10. İlgi ve dikkat azalması
11. Duygulanımda azalma, vurdumduymazlık
12. Konuşmada, düşüncede fakirleşme
13. İstek ve irade azalması
14. Kendine bakma ve sorumluluk almada azalma
15. Hareket ve eylemde azalma, yavaşlama
Gidiş ve Sonlanış
Şizofreni sinsi ve yavaş başlayıp yıllarca böyle sürüp giderken aktif hastalık nöbetleri ortaya çıkabilir.Bu nöbetler kendiliğinden ya da tedaviyle yatışır.Kimilerinde delikanlılık veya gençlik çağında oldukça kısa sürede ortaya çıkar ve bu haftalarca, aylarca sürebilir.Bu epizod düzeldikten sonra uzun süre iyi uyum dönemi olabilir ya da durum giderek negatif belirtilerin baskın olduğu kronik şizofreniye dönüşebilir.Kimilerinde aktif belirtiler yıllarca sürebilir.Kimilerinde de iyileşmeler, yinelemeler ile hastalık yıllarca sürebilir.Kimi hastalar ise az çok, hatta tamamiyle iyileşebilirler.Hastaneye yatarak tedavi görmüş hastaların, sürekli ilaç kullanmış olsalar bile, yaklaşık %35-40’ı ilk yıl içinde ikinci kez nöbet geçirirler.Nöbet sayısı arttıkça kronikleşme olasılığı da artar.
Hastalığın gidişi ve sonlanışını önceden kestirmek hemen hemen olanaksızdır.Yıllarca ağır şizofrenik bozukluk gösterenler arasında normale yakın sosyal ve iş uyumu yapablecek denli iyileşenler az değildir.İzleme çalışmaları şizofreniklerin en az %30-40’ının orta ve iyi derecede düzeldiklerini, aile, iş ve sosyal uyum yapabildiklerini göstermektedir.
Yorum Gönder