İslamiyete Göre Müslüman Şeytan
Müslüman Şeytan'ını hem halkın kafasındaki kavram açısından hem de dinsel açıdan ele almamız gerekir. Neden dinsel açıdan da görmemiz gerekir? Çünkü Kur-an, Şeytan hakkında diğer dinlerin kitaplarından fazla açıklama yapıyor. Ayrıca Müslüman halkın kafasında oluşmuş ya da din adamları tarafından oluşturulmuş Şeytan kavramı Kur-an'a daha yakındır. Burada herhangi bir dini kayırmıyorum ya da Müslümanlara hoş görünmeye çalışmıyorum fakat gerçek böyledir. Satanistler Kur-an'daki anlatımın sembolik olduğunu, gerçekleri yansıtmadığını söyleseler de sembolizm açısından bile ele alınabilecek ve bir sonuca ulaşılabilecek açıklamalar Müslüman Şeytan kavramındadır.
Müslüman Şeytan'ı Tanrı'nın düşmanı değildir. Esas olarak O, insanın da düşmanı değildir. Din bilimcilerinin yorumlarına göre, Onun Şeytan oluş ve kendisini insanların saptırılmasına adamasının sebebi Tanrı'nın yakınlığını paylaşmak istememesi, kıskançlığı, Tanrı'ya insandan daha yakın olmayı istemesidir. Şeytan Tanrı ile savaşmaz. Zaten kullandığı güç, Tanrı'nın gücüdür. Tanrı'nın onun kullanmasına izin verdiği ve kullanımı sırasında tarafsız kaldığı gücüdür. Şeytan sadece bir aldatıcıdır ve insanın üzerinde yabancı filmlerde 17 gördüğümüz gibi öldürme, yok etme, mahfetmek, kişi istemese bile ona hakim olabilme gücü yoktur. O sadece saptırır ve aldatır. İnsan çok da büyük olması gerekmeyen bir iman ile Şeytan'la başa çıkabilir ve onun ayartmalarından kurtulabilir.
Müslüman halkın kafasında oluşmuş olan bu Şeytan kavramı,
globalleşen dünya ve insanların yabancı kültürleri daha fazla
tanımaları ile birlikte yavaş yavaş Hıristiyan Şeytan kavramı ile yer
değiştirmeye başladı. Şimdilerde ise Satanizm'le ilgili olan veya
olmayan gençlerin kafasındaki Şeytan kavramı, Hıristiyan Şeytanıdır.
Şeytan Kavramı Hakkında Değişik Bir Görüş
Bunda hem dinsel, hem spiritüel açılardan bakarsak Şeytan hakkında
alışılmadık bazı fikirlere sahip olmamız mümkündür. Şöyle ki,
Şeytan'sız bir dünya, dünya olamaz, Cennet olurdu. Sanki dünyada
bulunuşumuzun sebebi şeytan'dır. Çünkü şeytan bütün baştan
çıkartmaların, bütün günahların ve günaha teşviklerin, dünyasal
hataların tek hazırlayıcısı ve kaynağıdır. Şayet o olmasaydı insan'ın
dünyada olmasına ve denenmesine gerek olmayacağı gibi o koskoca
Cehennemlere, Cennetlere de gerek olmazdı çünkü kimse Tanrı'ya
karşı gelerek, Cehennem'de bulunmasını grektirecek birşey yapmaz,
yapmak bir yana düşünmezdi bile. Bu durumda Şeytan ruhsal
tekammülümüz için bizlere çeşitli imkanlar ve sınavlar sunmaktadır.
O tıpkı bir okulun başöğretmeni, müdürü gibi bir durumdadır. İnsanın
görevi ayartma ve günaha teşviklere karşı durmayı başararak
sınavları geçmektir. Demek ki, Şeytan olmadan herhangi bir ruhsal
gelişme de olamazdı. Sevap da olmazdı çünkü işlenen ya da kaçınılan
bir günah da olmazdı. Bu açıdan bakınca Şeytan çok büyük bir görevi
üstlenmiş olan bir varlık olmaktadır ve insana düşman ve engelleyici
olarak, onun gelişimine ve denenmesine yardım etmektedir.
Özet
18
olarak bizim dünyada var olmamız ve dinsel açıdan söylenildiği gibi
insanın bütün meleklerden üstün olabilmesi, bunu hakkedebilmesi için
Şeytan'ın varlığı ve işlevi şarttır. Bu durumda da Şeytan küfredilip,
hor görülmesi gereken bir varlık olmadığı gibi ona küfretmek, kutsal
kitaplarda bahsedilen herhangi bir saygın varlığa mesela Cebrail'e
küfretmek gibidir. O, kaçınılması, uyulmaması ve kendimizi onun
sınavlarından geçirdiğimiz bir varlıktır fakat kesinlikle saygın
olmayan bir varlık değildir.
Bu fikirleri sadce benim ileriye sürdüğüm ve üzstü kapalı bir Şeytan
ya da Satanizm propagandası yaptığım da zannedilmesin. Bunlar
İslamiyetin değer verdiği, evliya saydığı kimselerin de fikirleridir.
Mesela ilk mutasavvıflardan biri olan Sanai "Tevhidi Şeytan'dan
öğrenmeyen dinsizdir" şeklinde bir söz söylemiş. Tasavvuf aleminde
en saygın isimlerden birisi olan Ahmedel Gazali ise, Şeytan'a, bir
melek olarak saygınlığını tekrar kazandırlmasını savunan
mutasavvıfların önde gelenlerinden birisi imiş. Ünlü mutasavvıflardan
"Hallacı Mansur" dünyada Allah'a gerçekten yakın olan, kayıtsız
şartsız tanrı yanlısı olabilen iki varlığın olduğunu kabul ediyor.
Bunlardan biri Hz. Muhammed, diğeri Şeytan. Birini iyiliğin yani
Tanrı'nın iyi fasıflarını temsil eder görürken, diğerini gazap ve
kötülüğün temsilcisi olarak kabul ediyor. Mansur'un fikrine göre
Şeytan, Tanrı'dan bile daha fazla tektanrıcıdır.
abi bırak bu işleri,normal hayatına devam et .
YanıtlaSilYorum Gönder