Merhaba sevgili Paranominal.NET okuyucuları sizlere bu yazımda Ekşi Sözlük yazarlarının başlarından geçen paranormal olayları seçtiğim şekilde paylaşacağım. Bizim Ekşicilerinde başına paranormal olaylar geliyormuş demek ki diyeceğinizden eminim. Onun için entry'leri sansürlemeden direk olduğu gibi buraya alıyorum. Olayların kısa olanlarını seçtim uzunlarını okumaktan sıkılabiliceğinizi düşündüğüm için. Ayrıca sizde başınızdan geçen paranormal olayları ve uzun olan yazıları istiyorsanız aşağıda yorum şeklinde belirtebilirsiniz. :)
---
Ortaokuldayken geceleri, yatsı ezanı saati geçmiş olmasına rağmen sürekli ezan sesi duyduğum olaylardır. saat hiç fark etmezdi. gecenin bir yarısı 02:00, 03:00, tuvalete kalktığımda bile duyuyordum ezan seslerini. acaba kafayı mı sıyırdım diye düşünüp camı açtığımda ise hiç bir sesin gelmediğini anlardım. dedim benim namaz çağım gelmiş.
---
yaklasik 15 sene once odamda ders calisirken, calisma masasinin yakinlarinda bulunan komodinin uzerindeki kagitlarin ucusmaya basladilar, cama baktim kapaliydi, anahtarimi bile almadan evi kosarak terkettim, seneler sonra hala arada aklima gelir bu aptal ani. harbi ama neydi lan o?
---
---
evde sessiz sakin otururken annemin saate şöyle bir bakarak: "bugün de akşam oldu, çok şükür..." demesiyle duvar saatinin yere düşmesinin bir olması. bu olay bana hep paranormal gelmiştir. paranormal ne deseler, demek bunu anlatacağım. biz bi gün oturuyoduk...
---
ablamın bir arkadaşı anlatmıştı:
bu kızın babaannesi yıllar önce ölmüştü. birgün evde tek başınayken odasında gaz sobasını açıp uyumuş, sonra kapıya tıklatır gibi "tık tık tık" sesleriyle uyanmış, ne oluyor falan derken sevgili sözlük, odasından çıkılan balkon penceresinde babaannesini görmüş ve kadın buna sobayı gösterip "çık" falan diye hareketler yapıyormuş. sonradan bakmışlar soba gaz karçırmaya başlamış.
---
---
benim de açıklanamayan bir olayım var deyip hemen konuya girmeme sebep olan durum. yaklaşık 6-7 sene önce, salonda biricik ailemle otururkene birden elektrikler gitti. elimde duran içi karpuz dolu tabağıma bir çatal eklentisi yapmak için mutfağa gittim dikkatli bir şekilde. çekmeceyi açtım ve göz kararı küçük çatalı avucumun içine aldım. aldığım anda çatal avucumun içinde deliler gibi titremeye başladı, ben de mal gibi kaldım oracıkta. hala da bilmiyorum ne olduğunu. normalde çok severim böyle şeylere mantıklı açıklamalar getirmeyi ama paranormal bir açıklama da getiremiyorum.
---
bana dört beş sene önce kanepede yatarken yaşadığım durumu anımsatan olaylar. bir gece salonda uyuklamaya başlamıştım ve annemler televizyonu kapatıp gittiler. ben de uykuya daldım. sonra uyku felcine benzer bir durum geçirdim. birşeyler üstüme bastırıyor, kıpırdamamı ve kalkmamı engelliyordu. buna alışkındım hatta o esnada kendi kendime tamam uyku felci geçiriyorum birkaç dakikaya geçer dediğimi hatırlıyorum. burdan yola çıkarak beynim komple uyku etkisinde değildi anlamını çıkarıyorum; neyse, bir süre sonra bu ağırlık fiziksel acıya dönüşmeye başladı. gözlerimi aralayabildim; araladığımı sanmış olmayı umuyorum; bej renkli, dik saçlı, ince uzun suratlı garip bir imgenin beni bastırdığını gördüğümü hatırlıyorum. son bir gayretle doğrulmayı başardım ve uyandım. hemen ışığı açtım, kimse yoktu. rüya diye açıklamaya çalıştığım bu şeyi anormal kılansa uyanır uyanmaz karnımın ve kollarımın bariz bir şekilde acıyor oluşuydu.
Yorum Gönder