Sevgili Kayıp Korkular Blog sakinleri, sizlere özel bir yazı dizisi hazırlıyoruz. Bu yazı dizisinde anlatılacak herşey gerçektir ve yaşanmıştır.Kocaeli'den İstanbul'a yerleşmiş olan Hüseyin T. adlı kişinin Cinler yardımıyla nasıl zengin olduğunu, bulduğu definin ona ne gibi şeyler getirdiğini bizzat bizimle irtibata geçerek yüz yüze bir şekilde anlatmış ve yayımlanmasını istemiştir.
Ben Hüseyin Kocaeli'nin güzel bir köyünde doğdum ve lise çağlarıma kadar köyümüzde hep define hikayeleri anlatılırdı. İster istemez her insan gömü bularak define bularak zengin olmak ister. Bende tabi doğal olarak küçüklükten beri kulağımdan eksik olmayan misal kişi define bulmuş zengin olmuş hikayeleriyle büyüdüm. Lise bittikten sonra babamla tarlada, ahırda ve köyde çalışmaya başladım. Bir gece uyuduğumda bir rüya gördüm ve uyandığımda ilk işim define olaylarını enine boyuna araştırmak olacaktı. Köyümüzde bu konuda tecrübeli birileri yoktu. Ama beni Kayseri'de bir hocaya yönlendiren yaşlı bir amca hayatımın dönüm noktası olacaktı ve bunu bilmiyordu. Bende doğru Kayseri'ye yol almaya başladım. Ve hocayı büyük uğraşların sonucunda buldum. Hoca bana öyle bir baktı ki ilk işi bana Vefk ( cinlerden korunma) muskası yazmak oldu ve muskayı kesinlikle üzerinden çıkarmaman gerektiğini söyledi. Böylece sohbetimiz başlamış oldu. Ben hocaya define bulmak istediğimden bu konuda cinlerden yardım almak istediğimden bahsettim.
Hoca durdu düşündü ve cinler sayesinde define bulan insanların kötü akıbetlerini bana anlattı. Ama zengin olma hırsı bazen insanı öyle ele geçiriyor ki doğmamış çocuğunu bile hiç düşünmeden feda edebileceğini düşünebiliyor insan. Hocayı büyük uğraşlarım sonucunda ikna ettim ve bana Güsl abdesti alarak gece yanına gelmemi söyledi. Bende dediklerini harfiyyen uyguladım. Tek katlı müstakil evinin bodrumunda ufak bir oda vardı, oraya girdik. Bir leğen içi su dolu etrafta loş bir ışık. Hoca ve ben baş başa kalmıştık içim ürperiyor içimden dualar okuyordum. Hoca birden dua okumaya devam edersen gelmeyecekler dedi ve iyice tırstım deyim yerindeyse altıma işeyecektim. Hoca bir kaç ayet okudu başına siyah bir bez geçirip debelenmeye başladı ve bir tas alıp içine biraz su doldurdu. Yanında ki kutudan bir fare çıkarıp kafasını keserek kanını suya akıttı. Devamında içine arapça kelimeler yazdığı kağıtı yakarak suyun içine attı ve birden etrafta deprem oluyormuş gibi bir hisse kapıldım. Hoca '' Yaaa Mureh'' diye bağırmaya başladı. Ben iyiden iyiye korkmaya başladım. Hoca ''Yaa Mureh biz senden define istiyoruz mal istiyoruz mülk istiyoruz. Bu yanımdaki Zeliha oğlu Hüseyin Definelerinde birine taliptir. Biz ölümlü insanlara Defineni verirmisin dediğinde fare kanı akıttığı tasta ki su birden berraklaştı ve sanki hiç kan akıtılmamış gibi oldu.
Yorum Gönder