Sponsorlu Reklam





Dünyadaki En Korkunç 9 Mekan

Dünyada hayal ettiğimiz tüm uzay mekanlarından daha ürkütücü mekanlar var. Orada hiç bir şey olmamış olsa bile varlığıyla bile ürkütebilen mekanlar. Kendimizi karanlık tüneller, kaleler, evler içinde korkuyu ararken buluruz ama bir yandan da onu bulmak istemeyiz. Merakımız bizi kötülüğe doğru götürür, peki siz bu mekanlarda korkuyu arayacak kadar cesur musunuz?
Dünyadaki En Korkunç 9 Mekan
9- Bulmaca Evi
Tarihi: Florida'daki bu ev daha önce bir cenaze evi idi. Daha sonra ev sökülüp başka bir yerde tekrar monte edildi. 1920ler'de Karl Riddle isimli bir adam bu evin sahibiydi.
Korku: Evin daha önceki sahiplerinden Joseph kendisini tavan arasında asarak intiharetti. Şimdi ruhu insanlardan nefret ediyor ve tavan arasına giren insanlara saldırıyor. Bu yüzden tavan arasına herhangi bir insanın girmesi yasak. Evin diğer bölümlerinde de ruhlar bulunuyor, evdeki eşyalar devamlı hareket ettiriliyor.
Dünyadaki En Korkunç 9 Mekan
8- Cehennem Kasabası
Tarih: Ohio'nun kuzeyindeki Summit kasabası ürkütücü bir lakap ile de biliniyor: Cehennem Kasabası. 70'lerde devlet tarafından satın alınan kasabanın tüm yaşayanları boşaltılacaktı, tüm evler de yıkılarak burası bir ulusal parka dönüştürülecekti fakat işler planlandığı gibi gitmedi. Efsaneler yayılmaya başladı, ormanın içinden geçen araba yolu insanlar orada yaşarken bile ürkütücüydü. İnsanlar gittiğinde daha da korkunç oldu çünkü aynı zamanda itfaiyenin pratik yapmak için kullandığı yanmış evler barındırıyordu.
Korku: Gerçeğe dayansa da hayal ürünü olsa da, bu kasaba hakkındaki efsaneler büyüdü. Çıkmaz Stanford yolu dünyanın sonu olarak nitelendirildi. Bu yolda çok oyalananların, ormanın içindeki koruyucular tarafından öldürüleceği dedikoduları yayıldı. Bunların içinde satanistler, Ku Klax üyeleri, bir akıl hastası, büyük bir yılan ve mutantlar bulunuyor. Yolun sonunda da Boston mezarlığı bulunuyor, ki burada da korkunç bir hayalet ve yürüyen bir ağaç var.


7- The Ridges

Tarihi: Bu hastane Ohio tarafından satın alınmadan önce Athens Akıl Hastanesi ismini taşıyordu. Bu hastanede yüzlerce lobotomi yapıldı ve deliliğin ana sebebi olarak epilepsi ve mastürbasyon gösteriliyordu.
Korku: Burası şu an dünyanın en hayaletli 13. evi olarak biliniyor. Hemen yanındaki Ohio üniversitesinin de ruhlarla kuşatılmış olduğu düşünülüyor. Ünlü kimlik bozukluğu yaşayan tecavüzcü Billy Milligan bu hastanede uzun süre kalmıştı. Fakat buranın en iyi hikayesi hastaneden kaçıp 6 hafta kayıp olan 54 yaşında bir kadına ait. Kadın kullanılmayan bir koğuşta ölü bulundu. Kadın bulunduğunda tamamen soyunmuştu, giysilerini katlayıp koymuştu, ve soğuk betona yatmıştı, sonuç olarak da ölmüştü. Çürüme ve güneş ışığının etkisiyle kadının bedeni yere bir iz bıraktı ve bu iz hala görünebiliyor. Öldüğü koğuşta da ruhu dolaşıyor.
Dünyadaki En Korkunç 9 Mekan
6- Humberstone ve LaNoria
Tarihi: 1872'de bu iki kasaba orada bulunan güherçile madeni sayesinde kuruldu ve bir anda büyüdü. Fakat güçlü krizler sonrasında ekonomi bitti ve 1958'de kasaba iflas etti, 1960'da da terk edildi. İşçiler köle oldu ve şu an tamamen ıssız.
Korku: Söylentiye göre kasabanın mezarlığındaki ölüler geceleri uyanıyor ve şehirde geziyorlar, ruh görüntüleri de fotoğraflara yansıyor. Kasabanın eski sakinleri gezinirken görülebiliyor ve çocuklar oynarken duyulabiliyor. Zaten kasabanın mezarlığındaki ölüler açık ve görülebilir şekilde muhafaza ediliyor. Bunun bu efsaneden mi kaynaklandığı yoksa mezar hırsızlarından mı kaynaklı olduğu merak konusu.



5- Byberry Akıl Hastanesi

Tarihi: Bu hastane hastalara kötü davranılması ile ünlüydü. 1907'de açıldı ve 1960'da maksimum kapasitesi olan 7000 hasta barındırıyordu. Her türlü akıl hastası burada bulunuyordu ve bunların içinde suç işlemişler de vardı. Kalabalık ve hastalara kötü davranmadan dolayı 1990'da kapandı ve terk edildi. O zamandan beri komşuları tarafından pek hoşlukla karşılanmıyor çünkü içinde satanistlerden işkencecilere kadar pek çok insan barındırıyordu. 2006'da içinde bulunan çok miktarda asbestosdan dolayı yıkıldı.
Korku: Buranın korkunçluğu hayaletlerden veya gece uyanan ölülerden gelmiyor, hastanenin yönetiliş biçiminden geliyor. Koridorlar dışkı ile kaplıydı ve çoğu hasta da bu koridorlarda yatıyordu. Çalışanlar devamlı hastalara kötü davranıyor ve kötüye kullanıyordu. Bir çalışan bir hastanın dişini uyuşturucu olmadan çekerken, bir diğeri bir kadın hastayı öldürdü ve parçalara ayırdı. Suçlu Charles Gable bulunamadı ama kadının parçaları hastanenin her yerine dağılmıştı. Kadının dişleri başka bir hasta tarafından oynanırken bulundu. Hastanenin kapandığı sırada bile iki hasta serbest bırakıldıktan iki gün sonra yakın bir nehir kenarında ölü bulundu.
4- Leap Kalesi

Tarihi: Bu listedeki en popüler mekan burası olsa da tarihinden bahsetmek lazım. 15. yüzyılın sonlarında O'Bannonlar tarafından yapılan kale, O'Carolllar tarafından ele geçirildi. Lider Mulroney öldüğünde ise kalan iki kardeş arasında bir güç savaşı başladı. Din adamı olan kardeşlerden birisi kendi kilisesinde kendi ailesi önünde diğer kardeş tarafından zalimce öldürüldü. Bu kilisenin adı kanlı kilise olarak kaldı. Bu kalede bunun dışında pek çok infaz gerçekleştirildi.
Korku: Bu kalede pek çok hayalet dolaşıyor, bunlardan en bilinen Elemental isimli bir canavar. Bu canavar çürüme ve sülfür kokusuyla tanınıyor. Kale tekrar yapılırken işçiler sadece tavandan ulaşılabilen bir zindan buldu. Esirler buradan içeri atılarak ölüme terk ediliyordu. Bu zindandan onlarca ölü çıkarıldı.
Dünyadaki En Korkunç 9 Mekan
3- Ölüm Gölgeleri Yolu
Tarihi: New Jersey'deki bu yol yaklaşık 10 kilometre uzunluğunda ve isminin kökeni bilinmiyor. Fakat bu konuda pek çok teori var. Kimine göre bu yoldan geçen insanları soyan ve öldüren suçlular vardı. Bir başka teori ise bu suçluların bulunup öldürülmesi ve ibret olarak ölülerinin yol boyunca asılması. Son teori ise 1920'lerde burada gerçekleşen 3 cinayet. İlki bir hırsızın bir adamı demir sopa ile öldürene kadar dövmesi, ikincisi bir kadının kocasının kafasını kesmesi, üçüncüsü de Bill Cummins isimli bir adamın öldürülmesi ve bir çamur yığınına gömülmesi. En mantıklı teori ise bölgede bulunan öldürücü sivrisinekler ve yeterli tıbbi yardımın buraya ulaşamaması.
Korku: Yolun bir bölümünde isimsiz bir göl bulunuyor ama hayaletli göl olarak biliniyor. Bu göl yılın her zamanı sisli bir görünüme sahip ve oradaki gökyüzü her zaman alışılmışın dışında parlak. Yolda ölenlerin ruhları da bu gölde, özellikle kıyıdaki bir kulübede toplanıyor. 1990'larda bir gün bazı ziyaretçiler yolun yakınındaki ağaçlıkta yüzlerce polaroid fotoğraf buldular. Bazılarını aldılar ve yayınladılar. Bunların birinde kanalları değişen bir televizyon, birinde de bir metal bir objenin üzerinde pek seçilmeyen, bilinçli ama gülmeyen bir kadın bulunuyor.



2- Tuol Sleng Soykırım Müzesi

Tarihi: Bu müze Kamboçya'nın Phnom Penh şehrinde bulunuyor. Eski bir lise olan bina, 1975'de bir hapishaneye çevrildi. Bu hapishanede suçlulara işkence ediliyor ve öldürülüyordu. Çoğu Lon Nol bölgesinden asker ve devlet adamlarıydı. Daha sonra ise hapishane lideri de bu paranoyaya kapıldı ve kendine çalışan adamları da buraya getirtmeye başladı. Çoğu suçluya işkence edildi, hatta aile isimlerini vermeye zorlandılar, öğrenildikten sonra onlar da tutuklanıp öldürüldü.
Korku: Burada ölen 17,000 kurbanın hayaletleri hala koridorlarda geziniyor ve garip olaylara sebebiyet veriyorlar. Bunların çoğu işlemedikleri suçlar için cezalandırıldı ve içlerinde pek çok ülkeden yabancılar da vardı. Sadece 12 kişi kurtuldu. Korkuyu anlatmak için hapishanenin 10 kuralını okumak yeterli:
1- Sorularıma cevap vermek zorundasınız, geri çeviremezsiniz.
2.Gerçekleri dalaverelerle saklamaya çalışmayın, benimle yarışamazsınız.
3.İsyan başlatmaya kalkmayın.
4- Sorularımı hemen cevaplamak zorundasınız.
5- Bana terbiyesizliklerinizden ya da isyan hayallerinizden
bahsetmeyin.
6- İdam edilirken ağlayamazsınız.
7- Eğer bir emir yoksa sessizce oturun, iş verildiğinde itiraz etmeden hemen yapın.
8- Kampuche KRom hakkında sır saklamayın.
9- Yukardaki kurallara uymazsanız elektrikli kabloyla kamçı yersiniz.
10- Kurallarıma uymazsanız kırbaçlanırsınız veya elektrik şoku yersiniz.



1- Paris Madenleri

Tarihi: Paris'in altındaki tüneller yer altı mezarlıkları olarak bilinir ama aslında madenlere aittir. Bu madenleri araştırmak suçtur ve ağır cezaları vardır. Bu madenler mineral çıkarmak için yapıldı ve şu an onlardan kalan tek şey tüneller.

Korku: Madenler dağınık ve tehlikeli olarak bilinir. Efsaneye göre antik yaratıklar tünellerde gezinir. Ruhlar karanlığın diplerine kadar ilerler ve oralara giden ve yaşayan bir insan Hades'e girmiş olur. Tüneller toplam 600 kilometre uzunluğunda ve haritaları yok. Dolayısıyla bu tünellerde kaybolmamak imkansız. Kimi tüneller çok derinlerde, ve kimi yerlerde çok deriin çukurlar var. Araştırmacıların ağzını sulandırıyor. Tünellerin bir özelliği de sesi izole ediyor, yakınlarda bağıran birinin bile sesini duyamıyorsunuz. Tünellerde Paris'in kalabalık zamanlarından dolayı pek çok insan kemiği var. Duvarlarda da antik gibi duran resimler var. Klostrofobiniz varsa oraya giremezseniz, yoksa da girdiğinizde başlamış olur.

Konu Hakkındaki Fikrini Aşağı Yazabilirsin.

Daha yeni Daha eski

Sponsorlu Reklam

Sponsorlu Reklam